Kamaz Fayının Rölyefe Etkisi: Samsun


Kamaz Fayının Rölyefe Etkisi: Samsun




Topoğrafik ünitelerden biri olan vadiler, yer yüzeyine düşen yağışların eğim yönünde hareketi esnasında çizgisel bir akış kazanarak yüzey üzerinde açmış oldukları oluklardır. Yer yüzeyinin ilksel hali tam olarak bilinmemektedir. Dünyanın oluşumunun ilk devrelerinde yoğunlaşmış sıvı görünümde olan kabuk, soğuma ile birlikte katı hale bürünmüştür. Dünyanın ilk anlarında büyük su birikintileri olmasa da birkaç milyon yıl sonra dünya üzerinde su birikintileri oluşmaya başlamıştır. Bu ilksel yüzey muhtemelen volkanik kayaların hâkim olduğu pürüzlü bir yüzeydir. Ancak Cryogenian Buzullaşmasında (800-600 myö) dünya yüzeyinin tamamının karla/buzulla kaplı olduğu düşüncesini kabul ettiğimizde bu pürüzlü yüzeyin düz, belki de eğim kazandığını söyleyebiliriz.


                            Şekil 1. Kartopu Dünya’nın oluşumu ve yokoluşu ((Saltzman, 2002, Aktaran Çiner vd. 2012)


Böylece bu ilksel yüzeyde oluşan vadiler sonraki milyarlarca yıllık periyotta tektonik süreçlerle birçok şekillenmeye/değişikliğe maruz kalmıştır. Ancak örneğin ABD/Kanada kratonunda yüzeylenmiş paleozoik öncesi (Arkean-Proterozoik) araziler ve bu yüzeylerdeki vadi şebekesi, buradaki drenaj şebekesinin yaşının çok fazla olduğunu söyler. Buna karşılık Anadolu gibi volkanik ada yayları, yükselmiş deniz tortullarının ve başkalaşmış kayaç topluluklarının hâkim olduğu genç ülkemizde vadi şebekesi çok eski değildir. Bu netice bizlere akarsu vadilerini ‘tektonik izleri yansıtan bir röntgen cihazı’ olarak değerlendirme imkânı verir.
Akarsu vadileri, yer yüzeyine düsen yağışları boşaltan kanallardır. Akarsu, vadisini kazarken ilk olarak litolojik şartların durumuna göre yüzey akışı ya da yeraltı akışı yolunu seçer. Karstik araziler ve geçirimliliği yüksek kumtaşı arazilerinde yer üstüne düşen sular yeraltı akışı daha çok tercih ederler. Bunun dışındaki volkanik, şist, serpantin vs. gibi arazilerde akarsular yüzey akışı ile drenaj sağlar.

 Şekil 2. Kum-kil,mil ardalanmasından oluşan fliş serileri ve volkanosediment kayaçlardan oluşan Samsun                                   arazisinde gelişmiş yüzey drenajı.


      Şekil 3. Taşeli platosu üzerinde kalker kayalar üstünde yüzeysel drenajdan yoksun arazi. Plato üzerinde birçok                          dolin ve paleovadilar görünmektedir.


Akarsu yüzeysel akışı ile vadisini oymaya başladıktan sonra bu sefer vadi boyunca yüzeylenen kayaçların dayanımına göre kendine bir yön tayin eder. Akarsu yatağı boyunca suyun dirençli kaya yüzeyine rastlaması, vadinin doğrusallığını bozar ve bir miktar sapma görülebilir. Ancak bu Flüvyal topoğrafyada normal bir durumdur. Yalnız Tektonik hareketler nedeniyle oluşan Fay hatları da akarsu vadilerinin doğrusallığı bozulabilir. Kamaz fayı, makaslama tektoniği altında gelişmiş, sağ yönlü oblik atımlı bir faydır. Kamaz fayının batı-güneybatısında muhtemel Kretase-Eosen sıkışma tektoniği altında gelişmiş, antiklinal ve senklinal yapılar ve bu yapıları birbirinden kesen genelde batı-doğu uzanımlı normal bazen ters faylar mevcuttur. 

  Şekil 4. Kamaz fayının teşekkülündeki tektonik bloklar ve civardaki diğer faylar. Faylar beyaz çizgi ile                                        gösterilmiştir.

Bu faylardan farklı olarak, Kamaz fayının hemen batısında kuzeybatı-güneydoğu uzanımlı sol yanal atımlı bir başka kırık hattı (Güzelyurt Mahallesinden geçiyor) mevcuttur. Bu iki fay Kretase-Eosen döneminde sıkışan tabakalar arasında temel kayaç farklılığı veya yanal değişmelerden ötürü iki büyük bloğun yüksek basınç altında kayması sonucu geliştiği söylenebilir.  Blokların bu yer değiştirmesi akarsu vadilerinin doğrusallık değişiminden, yeni insekant derelerin bağlanma çığırından ve dere kapmalarından anlaşılmaktadır. Bu yazıda Kamaz Fayının rölyef üzerinde yarattığı değişimler açıklanmaya gayret edilecektir.
Kamaz Fayı sağ yönde atım yapmıştır. Kamaz deresi ve İncesu deresi vadilerinin doğrultuları incelendiğinde fay gerisinde kabaca güney-kuzey yönde uzanırken, fay hattı sınırından itibaren bu doğrultunun doğu yönüne döndüğü görülür. Bu görünüm fayın hareketinin vadiler üzerindeki en bariz göstergesidir. İncesu köy merkezinin kuzey-kuzeydoğusunda ötelenmiş bir sırt görülmektedir. Bu pleistosenden sonra denizden kurtulan aşınım yüzeyinin fay kontrolünde oyulması ile gerçekleşmiş olmalıdır. 

Şekil 5. Kamaz fayının rölyefe etkisi. Vadilerin doğrusallığı izlendiğinde eksenlerde bozulmalar gözlenmektedir. Aynı doğrusallık bozulmaları İncesu deresinde de görülmektedir.

İncesu deresinin kollarının çatallanma durumu incelendiğinde Horton’un Akarsu Kolları Dizisi’ne göre 3 dize/seriden oluşmaktadır. Kısa boylu bir akarsu olan İncesu deresinin birinci dize kolları yamaçlar üzerinde ilerlemiş gully (yarıntı)’lerden ibarettir. Bu seriler birleşip 2. Seri boyunca daha yaşlı vadi üzerinden akıp, İncesu köyü civarında birleşip 3. Seri oluşturup, 2,5 km’lik akışla Karadeniz’e ulaşmaktadır. İncesu deresinin birinci serileri 200-300 metre uzunluğa sahip yarıntı vadilerdir. Yalnız Kıraçlar mevkiinde 3. Seri ana vadiye katılan 2. Dize akarsu yatağının uzunluğu yukarı mecradaki 2. Dize akarsu yataklarına göre daha uzun olduğu görülür. Bunun nedeni Kamaz fayı ile hareket eden kuzeydeki bloğun, yeniden drenaj kapsamına alınması ile ilgili olmalıdır. Yer yer 500-600 metre ötelenme gösteren vadiler ve bu vadilere bağlı tali vadiler, yarıntı olan 1. Seri akarsu yataklarını derinleştirmiş ve boylarını uzatmışlardır.

      Şekil 6. İncesu deresi ve Karakavuk deresinin 1.ve 2. seri akarsu yataklarındaki uzamalar ve yeni drene edilen                            alanlar.

Düz tarla tepesinin kuzeyinde ise Karakavuk deresinin yukarı mecradaki ikinci dize akarsu kollarının uzadığı dikkati çekmektedir. Bunun nedeni Kamaz fayının sağ yönlü hareketi ve düşey yer değiştirmesiyle ilgilidir. Bu blok hareketleri İncesu aşınım düzlüğünün batı yöne eğim kazanmasına sebep olmuş böylece Karakavuk deresi bu alanı drene etmeye başlamıştır. Tabi ki Güzelyurt mahallesinden geçen sol yönlü yanal fayın da böyle bir rölyefin oluşmasına katkı sağlamıştır. İncesu deresinin fay ile birlikte yeni drenaja başladığı bir havza da OMÜ merkez yerleşkesinde bulunmaktadır. Bu yeni akarsu havzası OMÜ yaşam merkezinin kuzeyinden, İncesu köyü yolu üzerindeki Florya Et Tesislerine kadar uzanan bir vadi açmıştır. Faydaki hareket öncesinde muhtemelen Karadeniz Yurdu Aret’ine kadar vadi açan bu tali kol, faydaki ötelenme ile birlikte vadisini yaklaşık 1,2 km uzatmıştır. Yazının fazla uzamaması için sözlerime burada son olarak şunları eklemek isterim. Vadiler, tektonik hareketlerin jeomorfoloji üzerine mutlak bir etki yapmasının neticesi olarak değişebilmektedir. Eğer yüksek bir köyden vadileri, dereleri seyrediyorsanız onların size söylemek istedikleri bilgileri anlamaya çalışın, bir dere yön değiştirmişse bir sebebi vardır…  

Not: Atıf yapılmayan şekiller bana aittir. İzinsiz kullanılması durumunda intihal suçunu kabul etmiş sayılırsınız.

KAYNAKÇA
Atalay, İ. (1986). Uygulamalı Hidrografya, Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir.
Çiner, A. Sarıkaya, M.A. (2012). Buzullar Ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz Ve Gelecek, Türkiye’de İklim Değişimi Ve Sürdürülebilir Enerji Kitabı, Enerji Ve İklim Değişikliği Vakfı Yayınları, İstanbul.
Frederick K. Lutgens, Edward J. Tarbuck (2012).  Essantıals Of Geology, Pearson.
İrfan Temizel, Mehmet Arslan, Cem Yücel, Emel Abdioğlu, Gilles Ruffet (2016). Geochronology and geochemistry of Eocene-aged volcanic rocks around the Bafra (Samsun, N Turkey) area: Constraints for the interaction of lithospheric mantle and crustal melts, Lithos.
GOOGLE EARTH PRO, QGIS, ARCGIS MAP, HGM KÜRE

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamaz Fayı: Samsun’un Depremselliği?

Karadeniz'de Gelgit

Kadıralak Yaylası Menderesleri