Kamaz Fayı: Samsun’un Depremselliği?
Kamaz Fayı: Samsun’un Depremselliği?
Samsun, Orta Karadeniz Bölümünde gerek nüfus gerekse de gelişmişlik açısından ilk sırada gelen vilayettir. Kürtün çayı boyunca iç bölgeler ile bağlantısı olan Samsun ili, Karadeniz bölgesi içindeki iller arasında şanslı durumdadır. İl de yerleşmeler Samsun şehri, Atakum ve Tekkeköy’de kıyıda yer alırken diğer büyük yerleşimler olan Bafra, Çarşamba, Vezirköprü’de kıyıdan uzakta yer alır. İlde aritmetik nüfus yoğunluğu, Derbent - Kalyon Burnu arasındaki Samsun şehri ile Baruthane Sırtı – Kurupelit Sırtı arasındaki Atakum ’da fazladır. 2018 TÜİK verilerine göre bahsi geçen yerleşmelerde yaklaşık 634 bin kişi iskân etmektedir. Samsun’un toplam nüfusu dikkate alındığında nüfusun yarısı, 40 km2’lik dar bir yerey üzerinde barınmaktadır. Güney aklanı yüksek dağlık olan kıyı yerleşmelerinde normal sayılabilecek bu yerleşme biçimi, dar alanda fazla nüfus barındırması açısından doğal afetlere daha duyarlı hale gelmektedir. Bu yazıda Samsun İlindeki fay hatları incelenip, arazi gözlemleri ile yeni bulunan faylar tanıtılacaktır. Ayrıca fayların aktif olup olmadıkları açıklanarak olası tehlikeler yorumlanacaktır.
Ülkemizdeki kıtasal kabuk homojen ve bütünsel bir yapıda olmayıp birden fazla tektonik bloğun birleşmesinden oluşmuştur. Üst Kretase ’de Türkiye’nin bulunduğu alan Paleo Tetis okyanusu ile kaplı durumdaydı. Afrika plakası aynı jeolojik zamanda kuzeye hareket etmekte iken, Kuzeydoğu Afrika’dan ayrılan; bugün pontid tektonik birliği benzer alana tekabül eden blok, Eosen ve Oligosen ’den sonra Kırşehir masifi ile Anatolid-Torid blokları ile birleşmiştir.
Bu açıdan tektonik birliklerin sınırlarını düşündüğümüzde bir yapboz olan ülkemiz sathı, Orta-Üst Miyosenden sonra Arap Plakasının kuzey yönlü sıkıştırması ile Anadolu bloğu güneyden gelen sıkıştırmayı ilk olarak yükselme-kabuk erimesi ile karşılamış daha sonra batıya doğru kaçmak durumunda kalmıştır. Bu kaçış Bingöl/Karlıova’dan başlayıp Erzincan, Tokat, Lâdik, Ilgaz, Bolu, İznik ve ta Yunanistan’a kadar uzanan sağ yönlü yanal atımlı fay boyunca olmaktadır.
Batıya kaçış, KAF’ı meydana getirmekle birlikte bu faya paralel veya bağlantılı birçok segment (Tali) fayda gelişmiştir. Miyosen sonrası ve Pliyosen ’de devam eden bu mekanizma ülkemizde birçok Aktif fay oluşturmuştur. Neojen sonrası olan bu yapılar dışında pontidlerin genel görünümünü aldığı Üst Kretase-Eosen devrinde ise o zamanın tektonik şartlarını gösteren yapılar gelişmiştir. Bu yapılardaki fay sistemleri ölü fay olarak addedebileceğimiz, günümüz aktif fay hatları ile ilişkisi olamayan kırıklardır. Ancak eski tektoniği yansıtan bu yapılar yeni tektonik hareketlerden etkilenmediği anlamına da gelmez. Bu hususta yorum yapabilmek ancak ayrıntılı çalışmalarla mümkün olabilir.
Samsun
ilindeki fayları Aktif ve Ölü fay olarak iki başlıkta
inceleyebiliriz. Aktif faylar, ilin güneyinde Kuzey Anadolu Fay zonu
içerisinde yer almaktadır. Bunun dışında Yakakent - Elmaçukuru
yerleşmeleri arasında Batı-Doğu doğrultulu uzanımlı bir aktif
fay mevcuttur. Haritalanan ve incelenen bu faylar haricinde il
genelindeki tarihsel kayıtlara bakıldığında deprem üretebilen
fay sistemleri de bulunmaktadır. Eski depremler incelendiğinde
1997-2001 yılları arasında Canik ilçe sınırları içinde yer
alan Tuzaklı, Başalan köyleri ile Asarcık ilçe merkezine bağlı
Yaylaköy merkezli bir dizi deprem burada aktif bir fayın varlığını
işaret etmektedir(Şekil 2).
Sadece kara üzerinde değil, merkezi deniz tabanı olan depremler bize Karadeniz tabanında fay hatları olabileceğini söylemektedir.
Ölü faylar ise en geç Kretase, en yakın ise Pliosen devri yaşlı formasyonlarda görülmektedir. Baruthane sırtında, Samsun formasyonuna bağlı Karasamsun Üyesi içindeki marn-kum-çakıl ardalanması içinde, sıkışma tektoniği altında gelişmiş ters faylar tespit edilmiştir. Sürtüşme zonunda, kum-çakıl formasyonu sıkı pekişmiş ve ezilmiş durumda olduğu görülmüştür.
Bir diğer ölü fay ise Kamaz fayıdır(adlandırma bana aittir). 7.406 m uzunluğundaki bu fay, Çakır yalı mahallesinden başlayıp Körfez mahallesine kadar uzanmaktadır. Sağ yanal atımlı olan bu fay makaslama rejimi altında oluşmuş olmalıdır. Bu sebeple KAF ile bağlantılı olabileceği düşünülebilir. Yanal atım dışında, fay blokları arasında düşey yönlü yer değiştirmeler tespit edilmiş, blok sırtları boyunca çok sayıda çatlak hatlar oluşmuştur.
Kamaz fayı, İncesu deresi akaçlama alanını, Denize yakın kesimde oval topografyayı boşaltacak şekilde düzenlemiştir. Bu mevcudiyet, yeni insekant vadilerin oluşmasına sebep olmuş, eski denizel taraça yüzeyi olan İncesu aşınım yüzeyinin denize olan eğiminde negatif hareketlere (aşınma) neden olmuştur.
Eski ve yeni tektonik şartlar altında oluşmuş olan bu fay hatları, KAF ve ona bağlı segmentler dışında büyük ölçekte deprem üretme potansiyeli taşımamaktadır. Ancak Karadeniz kıyısı boyunca uzanan bindirme ile Arkhangelsky Sırtı boyunca olan dalma-batma olan alanlar henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Kıyıdaki yaklaşık 40 km2 alanda yaşayan insanları ciddi manada tehdit edecek fay hatları, yerleşimlere uzak görülse de 1919, 1939 yıllarında Kuzey Anadolu Fay’ı ile bağlantılı depremler Samsun şehrinde birçok camii, bina, konutların yıkımına sebep olmuştu. Kıyıdaki zemin şartları düşünüldüğünde olası yer sarsıntıları stabiliteyi bozacağından ev göçmelerine-devrilmelerine neden olabilir. Kamaz fayı gibi diğer ölü faylar (?) KAF ile bağlantılı muhtemel bir depremde tekrar hareketlenebilir. Böyle bir olasılıkta Kurupelit, Körfez, Atakent mahallelerinde bina hasarları doğurabilir. Yazının fazla uzamaması açısından ne olursa olsun evlerimizi tercih ederken sağlam zemin üzerinde yapılan ve yüzey faylanmasından uzak temelleri seçelim.
Not: Fotoğraflar ve kaynak gösterilmeyen şekiller bana aittir. izin alınmadan kullanılması intihal suçunu girer.
Yorumlar
Yorum Gönder