Acıgöl Yok Oluyor


ACIGÖL YOK OLUYOR

Denizli ile Afyonkarahisar illeri arasında, tektonik kökenli çanak içerisinde, Türkiye’nin en tuzlu ikinci gölü Acıgöl yer alır. Daha geçtiğimiz aylarda; 8 Ağustos 2019’da, merkez üssü Bozkurt/ Denizli’de Mw. 5.7 büyüklüğünde depremle hatırlanmıştı Acıgöl yöresi. Zira Neotektonikte, Anadolu bloğunun batıya kaçışıyla yörede açılma/genişleme tektoniği gelişmiş, normal ve oblik atımlı faylar zuhur etmiştir. Bu tektonik sistem hala devam etmekte ve yakın tarihlerdeki depremler bunu bize hatırlatmaktadır.


Şekil 1. Acıgöl Yer Bulduru Haritası

Acıgöl, kuzey ve güneyi normal faylarla sınırlı, graben niteliğindeki çukurluk içine yerleşmiştir. Göl, kurak iklim şartlarında bulunuyor olması dâhilinde çevresindeki karstik kayalardan ötürü tuzlu-acı nitelikte suya sahiptir. Göl suyunun fiziksel ve kimyasal özelliklerinin elverişliğinde, göl çevresindeki kurutma havuzlarında tuz üretimi, bilhassa da Sodyum Sülfat üretimi yapılmaktadır. Daha çok deterjan, kâğıt, cam sanayisinin temel hammaddesi olan Sodyum Sülfat, Türkiye’de en çok Acıgöl’den; dünya çapında ise 6. sırada olmak üzere Acıgöl’den sağlanmaktadır.

Şekil 2. Sentinel uydusundan Acıgöl kıyılarında tuz üretimi gerçekleştirilen havuzlar (21.12.2019)

Foto 1. Acıgöl'de Tuz ve Sodyum sülfat üretim aşamaları (Bahadır, 2011)


Göl çevresindeki yerleşik nüfusa iş imkânı veren bu üretim faaliyeti, Acıgöl’ün varlığını devam ettirmesine bağlıdır. Bu yazıda Acıgöl’ün 1972’den bugüne (2019) yüzey alanındaki değişimler analiz edilmiş, yüzey alanı - yağış arasındaki ilişki ortaya konmuş ve gölün geleceğine, dolayısıyla yöre halkının ekmek parasındaki beklentiler yazılmıştır.

Acıgöl, derinliği 1960’lı yıllarda 5 metreyi biraz geçen bir göldü. Maksimum derinlik halinde gölün yüzey alanı yaklaşık 176 km2’yi bulmaktaydı. Küresel ortalama sıcaklıkların 1990’lı yıllardan sonra kayda değer ısınma periyoduna girmesi (Özellikle 1998 yılı rekorları) Ülkemizde Akdeniz iklimi ile Karasal iklim geçiş zonu içerisinde bulunan göllerde, kuruma probleminin baş göstermesine neden olmuştur. Yağışın azalması, sıcaklıkların yükselmesi ve akabinde buharlaşmanın artması göl su bilançolarında kayıplara yol açmıştır. Bunlar tabi  ki doğal nedenler. Göllerin yüzey alanı ve derinlik kayıpları bazen de insan kaynaklı olabilir.

Acıgöl’ün yüzey alanı, yıl içerisinde; aylardaki yağış dağılımına paralel olarak genişleyip daralmaktadır. Ancak Acıgöl’ün yağışlara verdiği tepki 3 ay kadar gecikebilmektedir. Gölün 2003 yılında yüzey alanındaki değişim aşağıdaki grafikte sunulmuştur.

Grafik 1. 2003 yılı içerisinde Acıgöl'ün yüzey alanı değişimi


Uydu görüntülerinden elde edilen verilere göre göl yüzey alanı Haziran ayından itibaren azalmaya başlayıp, kasım ayı itibariyle en düşük vaziyete düşmektedir. Kasım ayından sonra Ocak ayına kadar göl yüzey alanında kademeli yükselme bazen ani yükselme göze çarpmaktadır. Göl yüzey alanı en geniş Şubat-Haziran ayları arasında görülmektedir. 

Şekil 3. 2003 yılının aylarında Acıgöl'ün Terra/Modıs uydusundan görüntüleri. (Eosdıs Nasa)

Esasında kurak bölgede yer alan ve artık çölleşme sürecine girmiş Acıgöl’de bu durum, yağış rejimi ile büyük oranda karstik su çevriminden kaynaklanmaktadır. Bu çıkarımı aşağıdaki grafikte gösterilen Yüzey Alanı-Ort. Yağış ilişkisinden anlayabiliriz.

Grafik 2. Acıgöl'ün yüzey alanı değişim, ile aylık ortalama yağışları arasındaki ilişki.



Grafik incelendiğinde yağışların en yüksek düzeye ulaştığı kasım ayı, göl yüzey alanının en düşük olduğu vakte isabet etmektedir. Bir başka açıklama ise söyle yapılabilir. Göl çevresinde yağışlar, nisan ayından ağustos ayına değin azaldığı, sonrasında yükselme eğilimine girdiği görülür. Yağışın artmaya başladığı eylül ayında göldeki yüzey alanı büyümesi ancak 3 ay sonra; aralık ayında başlamaktadır. Gölün yağışlara bu denli yavaş tepki vermesi göl sularının yüzey akarsularından ziyade karstik kaynaklardan beslendiğini göstermektedir. Zira Acıgöl’ün güneyinde 2000 metreyi geçen zirveleri bulunan Yandağ silsilesinin göl kıyısında oldukça fazla karstik kaynak bulunur. Bu kaynaklar ayrıca fay kaynağı niteliğindedir.

Acıgöl’ün yüzey alanının değişimi açıklandıktan sonra yazının esas konusu olan gölün Yok Olmasına değinelim. Esasında göl çevresinde tuz-sodyum sülfat üretimi gelişmeden önce yukarıda açıklamaya çalıştığım sistemde göl yüzeyi daralıp genişlemekteydi. Ancak tuz üretimi için gerekli tuzlu su bizzat Acıgöl’den çekilip, göl kenarında setlerle göl alanından ayrılmış havuzlarda bekletilmeye başlanması işleri değiştirdi..

Foto 2. Tuz üretim havuzları ile havuzları drenaj kanalı ile ayıran set. Bu yapılar ekstra maliyet gerektirmeden, doğrudan iş makineleri vasıtasıyla kuru göl yatağındaki tortulardan inşa edilir. Kaynak: WikiZero (Url-1) 

Buharlaşma neticesinde su atmosfere karışmakta çökelen tuz-sodyum sülfat ise sanayiye gönderilmektedir. Acıgöl’de 1980’li yıllarda tuz ile sodyum sülfat üretimi başlamış, 2010 yılından sonra ise üretim hacmi oldukça fazla artmıştır. Öyle ki göl çevresinde en büyük üretici olan Alkim Kimyanın, 18,7 km2’lik işletme alanı vardır. Göl sularından bu gibi kimya tesislerinin yararlanmaya başlaması göl yüzey alanını daraltma eğilimine sokmuştur. 

Acıgöl sığ bir göldür ve gölün derin çanağı Yandağ’ın kuzey kıyısı boyunca bulunur. 1975-2015 yılları arasında bazı yıllardaki aşırı kuraklıklar göz ardı edilirse göl yüzey alanı, bahsedilen derin çanağa kadar küçülmemişti. 1975-2015 yılları arasında göl yüzey alanı bu derin çanak ile göl seviyesinin maksimum olduğu kıyı çizgisi arasında daralıp genişliyordu. Ancak 2015 yılından sonra göl yüzey alanı bahsedilen derin çanağın etrafına genişleyememiştir. Yazının başında Acıgöl’de en yüksek yüzey alanı şubat-haziran ayları arasında görüldüğünü belirtmiştim. Misalen 2003 yılı haziran ayında Acıgöl’ün yüzey alanı 110,9 kilometrekareydi. 2015 Haziran ayında ise yüzey alanı 90,4 kilometrekare olarak ölçüldü. Ancak 2015 yılından sonra Acıgöl’ün yüzey alanı en fazla 35,6 kilometrekareye çıkabilmiştir(Grafik 3).

Grafik 3. Acıgöl'de 2015-2019 yılları arasındaki en yüksek yüzey alanı değişimleri 

Bir başka korkutucu durum Acıgöl’ün en düşük yüzey alanına eriştiği aylardaki ölçümlerdir. Acıgöl’de en düşük yüzey alanı ekim-kasım arasında görülür. 2003 yılında Acıgöl’ün ölçülen en düşük yüzey alanı (Kasım ayında) 35,3 kilometrekare iken 2015 yılından sonra gölün en düşük yüzey alanı 17,6 km2 (2017 yılında) olarak ölçülmüştür. 

Grafik 4. Acıgöl'de 2014-2019 yılları arasındaki en düşük yüzey alanı değişimleri

2003 yılında Acıgöl, 110,9 km2 – 35,3 km2 aralığında genişleme-daralma yaparken, 2015 yılından sonra 32,3 km2 – 17,6 km2 aralığında genişlemiş ve daralmıştır. 2000’li yılların başında bilim insanlarının açıklamaları ve 2010 yılından sonra yapılan tezlerdeki beyanlar Acıgöl'ün kurumaya başlayacağı yönündeydi. Bugün uydu görüntülerinden anlıyoruz ki Acıgöl artık yok olmaya başlamıştır. Aşağıda Sentinel 2 L1C uydusunun 21 Aralık 2019 tarihinde Acıgöl üzerinde çekmiş olduğu görüntü mevcut.

Şekil 4. 21.12.2019 Tarihli Sentinel uydusundan Acıgöl'ün görünümü. Göl yüzey alanının oldukça daraldığı ve tuz üretim havuzlarının göl yüzeyinden daha fazla alan kapladığı dikkat çekmektedir.  

Bu görüntüde (Şekil 4), yazının giriş kısmında bahsettiğim, nispeten derin çanağa Acıgöl’ün yerleştiği görülüyor. Yani birkaç gün önce gölün yüzey alanı sadece 18,7 km2’ydi. Gölün bu değişimini aşağıda daha farklı bir şeklide ortaya koydum. 1972 ile 2019 yıllarına ait farklı günlerdeki uydu görüntülerinden Acıgöl’ün yüzey alanının karşılaştırılması verildi. 

Harita 1. Acıgöl'ün 1972 ile 2019 yıllarındaki düşük yüzey alanı karşılaştırılması. Gölün kuruma noktasına geldiği açıktır.(Landsat Mss.) 

Aslında uydu görüntülerinin çekildikleri tarihler Acıgöl’ün yüzey alanının dar olduğu devreye ait. Lakin 2019 yılında gölün kapladığı alan, bugün Alkim kimyanın işletme alanı kadardır. Yani Acıgöl acınacak haldedir. Göl sularının ve yüzey alanının bu denli azalmasında son birkaç yıldır ülkedeki kurak dönemin elbette katkısı vardır. Ancak burada göl sularını tuz – sodyum sülfat üretiminde kullanan tesislerin, göl üzerindeki işletme alanlarının fazla olması esas etkendir. Zira göl çevresindeki firmalar her yıl kapasite artımı yapmaktadır. Ancak doğada bir kural vardır; O da taşıma kapasitesi. Yani artık B sınıfı sulak alan olarak koruma altına alınan, göl çevresinde 174 civarında kuş türü barındıran Acıgöl, ‘artık bana Yüklenmeyin’ diyor. Acıgöl ‘’ Zira ben yok olursam sizin tuz üretim tesislerinizde ortadan kalkar’’ diye uyarı yapıyor. Son söz olarak, Acıgöl çevresinde istihdam alanı olan bu tesislerin tamamının kapatılmasını kimse isteyemez. Lakin artık bu tesislerin üretim kapasitelerinin artmasına müsaade edilmemeli. Belki bir miktar kapasite düşüşüne gidilebilir. Bu hem doğal çevrenin hem de bizzat kimya şirketlerinin lehine olacaktır.

Not: Yazı içerisinde kullandığım bazı görseller internet ortamından ve tez kitaplarından alınıp işlenmiştir. Bu münasebetle başka kişilere ait görseller atıfla gösterilmiş, bunlar dışındaki görseller ise tarafımdan çizilmiştir. Yazı içerisinde doğrudan atıf yapmak yerine yararlandığım kaynaklar aşağıdadır. Yazı ve görsellerin izin almaksızın kullanmanız intihal suçunu kabul ettiğinizi gösterecektir.


Kaynakça
Akar, İ. (2011). Çok Zamanlı Uydu Görüntüleri Kullanarak Acıgöl (Türkiye) – Urmiye (İran) Göllerinde Su Yüzeyi Değişimleri Ve Yakın Çevresinde Arazi Kullanımının Belirlenmesi, Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.

Bahadır, M. (2011). Uzaktan Algılama Ve Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Acıgöl Havzasının Sürdürülebilir Kullanımı Ve Yönetimi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Afyonkarahisar.

Özdemir, M.A., Bahadır, M. (2010). Acıgöl’de (Denizli-Afyonkarahisar) Klimatik Parametreler İle Tuz Üretimi Arasındaki İlişkiler, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:12, Sayı: 2, Aralık.

Alkim 2018 Faaliyet Raporu. Alkim internet sitesi. https://www.alkim.com.tr/


HGM Küre, Copernıcus Sentinel 2 L1C, Earth Explorer, Eosdıs Nasa, Landsat Mss, Qgıs, ArgGıs Earth, Sentinel Hub.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamaz Fayı: Samsun’un Depremselliği?

Karadeniz'de Gelgit

Kadıralak Yaylası Menderesleri